DEĞER KAYBI TAZMİNATI
30 Mayıs 2024Vesayet Kurumu Nedir
Vesayet davasını, koşullarını detaylı olarak açıklamadan önce kısaca vesayet kurumunun ne olduğuna değineceğiz. Vesayet kısaca; bazı işleri yapmak hususunda hukuki anlamda yetkin olmayan ergin kişilerin veya velayet altında bulunmayan küçüklerin menfaatlerini korumak amacıyla düzenlenmiş hukuki bir kurumdur.
Bir kişinin belli hukuki işlemleri yapmaktan kısıtlanmasını ve bu işlemleri onun adına tayin edilen vasinin yapmasını ifade eden vesayet kurumu Türk Medeni Kanunu madde 396 ve devamında düzenlenmiştir.
Vasi, vesayet altına alınan kısıtlı veya küçük adına hukuki işleri yapar, malvarlıklarını kontrol eder ve kısıtlının menfaatlerini korur. Kısıtlının malvarlığının bulunmadığı hallerde kolay bir görev olup tam tersi halde ise çok zorlu bir görevdir. Vasinin ciddi anlamda hukuki sorumluluğu bulunmaktadır. Haliyle de vasi, vasilik görevi neticesinde vesayet altındaki kişinin malvarlığından, olanak bulunmadığı takdirde Hazineden karşılanmak üzere kendisine bir ücret verilmesini isteyebilir.
Vesayet kurumda karşılaşılan ve yazımızda da defaatle geçen birkaç kavramı açıklamakta fayda görüyoruz. Şöyle ki, yukarıda da açıklandığı üzere belli hukuki işlemlerden kısıtlanan kişi “kısıtlı” olarak ve kendisine vasi atanması halinde “vesayet altındaki kişi” olarak anlatılmaktadır. “Vesayet makamı”, kısıtlının ya da küçüğün yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi, “denetim makamı” ise yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesidir.
Vasilik görevi belli bir süre için tayin edilir ve uzatılmadığı takdirde, sürenin dolmasıyla sona erer.
Vesayet Gerektiren Haller
Bir kişinin hangi hallerde belli hukuki işlemleri yapmaktan kısıtlanacağı ve kendisine vasi tayin edileceği Türk Medeni Kanunu madde 404-409 arasında sınırlı sayıda sayılmıştır.
- Herhangi birinin velayeti altında olmayan küçük çocuklar
- Akıl hastalığı ya da akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlanması gereken kişiler
- Savurganlık, alkol, uyuşturucu vb. madde bağımlılığı olan kişiler
- Kötü yaşam tarzı nedeniyle mal varlıklarını kontrol edemeyen kişiler
- Mahkeme kararıyla alınan ceza sebebiyle özgürlüğü kısıtlanan kişiler
- Kişinin kendi isteğiyle vesayet talebi
- Yaşlılık
- Sakatlık
- İşlerini halledemeyecek derecede ağır hastalık
- İşlerini yapabilecek tecrübeye sahip olmama
Yukarıda sayılan haller dışında bir kişi veya küçük hakkında vesayet altına alınma kararı verilmemektedir. Yalnızca yukarıda sayılan durumlarda bulunan kişilerin korunması ve gözetilmesi gerektiği düşüncesiyle vesayet altına alınmalarına karar verilmektedir.
Vasinin Görevleri Nelerdir
Vesayet altındaki kişi küçük ise vasi küçüğün bakımı ve eğitimi için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Vasi kısıtlıyı korumak ve bütün kişisel işlerde ona yardım etmekle yükümlüdür. Kısıtlının veya küçüğün izin verilen tüm hukuki işlemlerini onun adına yapar ve hak ve çıkarlarını gözetir.
Vasi her ne kadar kısıtlı veya küçük adına hukuki işlemler yapmakla yükümlü olsa da bazı işlemleri yapması yasaktır. Öyle ki kısıtlı veya küçüğün bilgisi, rızası ve onayı olsa dahi bu tür işlemleri yapamamaktadır. Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaklı işlemlerdir.
Vasi her ne kadar vesayet altındaki kişi adına hukuki işlemleri kendi başına gerçekleştirse de eğer vesayet altındaki kişi ayırt etme gücüne sahip ve fikirlerini açıklama yeteneğine sahipse, vasi önemli işlerde karar vermeden önce olanak dahilinde, onun görüşünü almakla yükümlüdür. Ancak vesayet altındaki kişinin işi uygun bulmuş olması vasiyi sorumluluktan kurtarmaz. Vesayet altındaki kişinin rızası veya onayı bulunsa dahi vasinin verdiği bir karar, yapmış olduğu bir işlemden dolayı kısıtlının zarar görmesi halinde vasinin sorumluluğu doğacaktır.
Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek zorundadır. Vasi, yönetimle ilgili hesap tutmak ve vesayet makamının belirlediği tarihlerde ve herhâlde yılda bir defa hesabı onun incelemesine sunmakla yükümlüdür.
Sulh hukuk mahkemesince verilen vasi atanma kararının kesinleşmesi üzerine vesayet makamının (sulh hukuk mahkemesi) görevlendireceği bir kişi tarafından hakimin belirlediği süre içerisinde ve talimatları doğrultusunda yönetilecek malvarlığının defteri tutulur. Bu defterde vesayet altına alınan kişinin malvarlığının türü, adedi, özellikleri belirtilir. Taşınmazların bulundukları yerler, sınırları, alanları, özellikleri, tapu kayıtları ve bu malların kısıtlamalarına ilişkin ayni haklar da ayrıca gösterilir. Vesayet altındaki kişinin malvarlığı yoksa aynı süre içinde, durum vesayet makamına yazılı olarak bildirilir. Bu halde defter tutulmaz.
Defter iki suret şeklinde tutularak biri vesayet makamına onaylatılarak vasi tarafından tutulur, diğer sureti hakim tarafından dosyada saklanır.
Vasinin görevinin sona ermesi üzerine vesayet altındaki kişinin malvarlığı yönetimiyle ilgili son raporunu görevinin sona ermesinden itibaren 15 gün içerinde vesayet makamına verir.
Kimler Vasi Olamaz
Yukarıda da açıkladığımız üzere vasilik oldukça zorlu bir görevdir. Vasinin iyi bir yönetici olması, kısıtlının malvarlığını iyiniyet ve dürüstlük kurallarına uygun bir şekilde yönetmesi beklenir. Yönetimine ilişkin de vesayet makamına rapor verir. Bu sebeplerle herkesin vasi olarak atanamayacağı açıktır. Kimlerin vasi olarak atanamayacağı ve kimlerin vasiliği kabul etmeyebileceği Türk Medeni Kanununda hüküm altına alınmıştır.
TMK madde 417’de vasiliği kabul etmeyebilecek kişiler; altmış yaşını doldurmuş olanlar, bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar, dörtten çok çocuğun velisi olanlar, üzerinde vasilik görevi olanlar, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları şeklinde sayılmış olup madde 418’de ise vasiliğe engel sebepler şu şekilde sıralanmıştır.
“Aşağıdaki kişiler vasi olamazlar:
- Kısıtlılar,
- Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,
- Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,
- İlgili vesayet daireleri hâkimleri.”
İlgili maddede sayılan durumlarda olan kişilerin vasi olma talepleri reddedilecektir. Madde 417 kapsamında olan kişilerin ise vasilik görevini kabul etmeme hakları bulunmaktadır.
Vasiliğin Sona Ermesi
Vasi kural olarak 2 yıl için atanır. Vesayet makamı bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir. 4 yıl dolunca vasi, vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir. Sürenin uzatılmaması halinde vasinin görevi süre sonunda sona erer.
Vasinin görevi ayrıca sulh hukuk mahkemesi kararıyla da sona erer. Kısıtlı ve ilgililerden her biri vesayeti gerektirecek hallerin ortadan kalktığını iddia edebilir, vesayetin kaldırılmasını talep edebilir.
Davayı Kim/Kimler Açabilir
Vesayet davası hasımsız dava olup ilgililer söz konusu davayı açabilecektir. Ayrıca kişinin kendi de vesayet altına alınmayı Sulh Hukuk Mahkemesinden talep edebilir.
TMK madde 414 hükmünce vesayet altına alınacak kişinin eşinin veya yakın hısımlarından birinin vasi olarak atanmasına öncelikli olarak karar verilir. Önemli olan vasilik koşullarına sahip olmalarıdır. Vasi olarak atanacak eş veya hısımların yerleşim yerlerinin yakınlığı, kısıtlı ile kişisel ilişkisi de göz önüne alınarak karar verilir. Haklı bir sebeple engel görülmedikçe vesayet altına alınacak kişinin ya da onun anne veya babasının gösterdiği kimse vasi olarak atanır.
Dava savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle açılmış ise kimse dinlenilmeden kısıtlılık kararı verilemez.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlılık kararı ise ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Kısıtlı adayının dava tarihindeki yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi yetkili ve görevli mahkemedir.
Karara İtiraz
Vasiliğe atanan kişi, kararın kendisine tebliğinden itibaren 10 gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir. Yukarıda hangi hallerde vasilikten kaçınılabileceğine değinmiştik.
İlgisi bulunan herkes, vasi atama kararını öğrendiği günden başlayarak 10 gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile denetim makamına gönderilmek üzere vesayet makamına itiraz edebilir. Vesayet makamı kaçınma veya itiraz sebeplerini yerinde görürse yeni bir vasi atar. Aksi kanaatte olması halinde denetim makamına gönderir.
Tüm bu süreçte vesayet altına alınan kişinin işlerinin de aksamaması adına atanmış vasi görevini yerine getirmekle yükümlüdür.